Amatör telsizcilik olmasaydı, 1999 Marmara depreminde ne olurdu?

Amatör telsizcilik olmasaydı, 1999 Marmara depreminde ne olurdu?

Her afet sonrası kitlenmeye mahkum olan telefon sistemlerine karşı en iyi sistem radyo telsiz sistemidir.

Amatör telsizciliği biraz anlatayım sıkılmazsanız. Gerçi birçoğunuz bu yazdıklarımı sonuna kadar okumayacak ve önemsemeyecek bile. Taa ki bir deprem daha olup, amatör telsizciler iletişimi sağlamak için bulundukları yerden sizin için çalışıp; eğer basın ve medya sizlere rol aldığımız etkin rolü tanıtırsa eğer…

İnşallah böyle zamanları görmeyiz diyorum ama deprem dünyanın gerçeği… Hazırlıklı olmak gerek, gerçi biz Türkler başımıza gelmeden anlayan millet değiliz.

Elektronik gelişmesi altında öldüğü düşünülern amatör telsizcilik; sadece arama kurtarma birimlerinin ve telsiz amatörlerinin kullandığı bir sistem haline geldi. Profesyonel kullanıcıları ( 112,polis,asker) bunları saymıyorum. Halkın haberleşmesinden bahsediyorum. AKUT ve TRAC ile çalıştığım 1999 Marmara depreminde gördüm ki, devlet erkanı bile iller arası koordinasyonu TRAC Telsiz Radyo Amatörleri Cemiyeti’nin üyeleri sayesinde sağladı. Ve taa o zamanlarda (üyesi olmasam da) AKUT’un içinde TRAC üyeleri olması; Marmara depreminde etkili rol almalarını ve ülkede, dünyada adlarını duyurmasını sağladı.

O yıllardan bu yana telsiz operatörüyüm. Arama kurtarma ve deprem çantamda daima yanımda taşımaya çalıştığım bir telsizim var. Ara ara telsiz konuşma terminolojisini unutmamak ve eski telsiz operatörü arkadaşlarla irtibatı kesmemek için özellikle cumartesi, pazar öğleden sonraları, havaya çıkış yaparım.

Her amatör telsiz operatörü aynı zamanda gönüllü arama kurtarma iletişim sorumlusudur. Havaya çıkmak bir amatör deyimidir. Anlamı; telsizi kullanmak, konuşmaktır. Çünkü ses; telsiz aracılığı ile atmosferdeki boşluğu, havayı kullanarak frekansları binbir matematiksel hesaplarla gözükebilecek teknik işlemlerle diğer telsiz kullanıcılarına iletir. Türkiye ve tüm dünyada amatör telsizcilik, devletin vereceği özel bir belge ile verilir. Türkiye’de A ve B ehliyetli iki tip operatör vardır.

A tipi ehliyet belgesi; uzak mesafe görüşmeler yapabilen yani kısa dalga kullanıcılarını ifade eder.

B tipi ehliyet kısa mesafe ve röle dediğimiz aktarıcıları kullanan uzun dalga frekans kullanıcılarını ifade eder.

Benim çağrı kodum TB2MXM. Kodumun başındaki

T-Tango: Türkiye, B-Btipi ehliyet kullanıcısını,

2- Telsiz haberleşmesinde bölgelere ayrılmış olan Türkiye’de, genelde İkinci bölgede ikamet ettiğimi yada havaya çıkış yaptığımı ifade eder.

Ben genelde Eskişehir’deyken çıkış yapıyorum. Çok nadiren İstanbul’da çıkış yapıyorum. MXM-devletin ve diğer dünyadaki tüm telsiz operatörlerinin elimdeki telsizi kullanırken beni tanıdığı ismim diyebilirim. Telsizin dünya genelinde bir konuşma terminolojisi var.

Örneğin kodum Tango Bravo iki mayk iksrey mayk şeklinde okunuyor.

Bir arkadaşıma çağrı yapacaksam önce onun kodunu söyleyip bir saniye ara verip kendi adımı söylüyorum. Karşıdaki kişi beni duyarsa aynı şekilde önce benim kodumu söylüyor, sonra kendi kodunu. Sonra normal sohbete geçiliyor. Konuşma bitiminde selamlar, hoşçakal anlamında 73 deniliyor. Eğer A ehliyetine yükselirsem bu kod değişip iki harfli bir kod alabilirim. Ama sınava girmem ve başarırsam bu ehliyeti almam gerekir.

Elimizdeki amatör telsizcilik belgeleri 10 sene geçerli. Sonra değiştirip, aktif kullanıcı olduğumuzu göstermemiz gerekiyor. Yoksa belgenizin geçerliliği düşüyor.

Afetlerde A ve B tipi telsiz kullanıcılarının illa görev yapması gibi zorunluluk yoktur. Ama il Afet koordinasyon merkezlerinin konuyla ilgili yetkili olarak yönetim için koyduğu A sınıfı operatör arkadaşlarımız bulunuyor. Eğer afet olursa, bulunduğu bölgede tüm telsiz operatörlerini kullandığımız frekanslar arasında tek çatıda toplayıp, biran önce enkazlara, kazazedelere yardım ulaştırmak için çırpınırlar. Valiliklere bağlıdırlar.

1997 senesinden bu yana, ülkemizdeki bir çok Amatör Telsiz Operatörü arkadaş gibi gönüllü olarak katıldığım arama kurtarma operasyonlarında, hem aktif olarak enkazlara girdim hem de telsizler ile iletişim görevini gönüllü olarak üstlendim. Sizlerin de, adı her ne kadar ‘amatör’ olsa da bu insanların varlığını, afet durumunda gizli kahraman olduklarını bilmenizi istedim. Zira onlar pek reklam yapmazlar. Ortalarda gözükmezler. Sizler ekran karşısında ancak operasyonun en son noktasında; enkaz ekip liderlerinin konuşmalarını duyarsınız. Onlardan kimse bahsetmez. Ama teknoloji hangi noktaya gelirse gelsin telsiz sisteminin önemi asla yadsınamaz. Gelişmiş ülkeler uzay teknolojileri için çaba harcarken çok gelişmiş telsiz sistemi kullanmaktalar. Her ne kadar internetin telsiz sistemini tarihe gömdüğü gibi saçma bir kanı yayılmış olsa da, 2020’den sonra İstanbul’da beklenen deprem için telsizciler, arama kurtarma birimleri sizler uyurken gönüllü olarak çalışıyor…

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir